178- "Bir Vakit
Musa Genç Adamına Demişti ki...,[Kehf 60] Ayeti
1. Ubey b. Ka'b
- - (-)
21644 (1)- Ubeydullah b.
Abdillah anlatıyor: İbn Abbas ile Hur b. Kays b. Hısn el-fezari, Hz. Musa'nın
arkadaşı (karşılaştığı kişi) hakkında tartıştılar ve İbn Abbas: "Bu kişi,
Hızır'dır" dedi. Ubey b. Ka'b el-Ensari yanlarından geçerken İbn Abbas
kendisini çağırdı ve: "Ben ve bu arkadaşım Hz. Musa'nın, Allah'tan, onunla
nasıl buluşacağını sorduğu arkadaşının kim olduğu konusunda tartıştık. Sen,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu konuda bir şey söylediğini
duydun mu?" diye sordu. Ka'b şöyle karşılık verdi: Evet. Nebi'den
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini duydum: Hz. Musa, İsrailoğullarından
bir topluluğun içindeyken bir adam kalkıp: ''Senden daha bilgili olan bir
kimseyi biliyor musun?" diye sorunca, Hz. Musa: "Hayır'' cevabını
verdi. Bunun üzerine Allah, kendisine: ''Kulumuz Hızır senden daha bilgilidir''
diye vahyetti. Hz. Musa, Hızıda nasıl buluşabileceğini sorunca Allah kendisine
balığı ayet olarak verdi ve Hz. Musa'ya: "Balığı kaybedersen geri dönı
Hızırlı bulacaksın. '' Hz. Musa bir yerde konaklayınca, beraberindeki gence:
"Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun
düştük"[Kehf 62] dedi. İşte orada balığı kaybetti ve kendi izlerini
izleyerek geri döndüler ve Hz. Musa, denizin kenarında (kaybolan) balığın izini
sürmeye başladı. Allah onları Kitab'ında anlatmıştır. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Buhari (74, 3400) ve Müslim (2380) rivayet ettiler.
21645 (2)-Z Said b.
Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'a: "Nevf el-Bikali, Hızır'ın (yol) arkadaşı
olan Musa'nın, İsrailoğullarının Musa'sı olmadığını iddia ediyor"
dediğimde, İbn Abbas şöyle dedi: "Allah'ın düşmanı yalan söylüyor! Zira
Ubey b, Kab, bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle işittiğini
bildirdi: Hz. Musa, İsrailoğullarına hitap etmek için kalktığında kendisine:
''En bilgili insan kimdir?'' diye sordular. Musa: ''Benim'' deyince Allah, ona:
''İki denizin birleştiği yerde senden daha bilgili olan bir kulum var'' diye
vahyetti. Musa: ''Rabbim! Onu bana göster?'' deyince, Hz. Musa'ya: ''Bir balık
alır ve onu bir sepetin içinde taşırsın. Balığı kaybettiğin yerde de onu
bulacaksın'' denildi. Bunun üzerine Musa bir sepetin içine balık koyarak yol
arkadaşıyla yürümeye başladı. Bir kayaya geldiklerinde Hz. Musa yattı ve balık
kendini sepetin dışına attı ve denize düştü. Allah balık için, denizin
üzerinden geçmesi gereken akıntısını tuttu. Hz. Musa uyanınca hizmetçisine:
"Yemeğimizi getir! Zira bu yolculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf 62]
dedi. Oysa Musa Allah'ın gitmesini emrettiği o yere gelene dek hiç
yorulmamıştı. Hizmetçisi ona: "Yanında dinlendiğimiz o kaya vardı ya,
balığı işte orada unuttum. Onu bana unutturan da şeytandan başkası
değil"[Kehf 63] karşılığını verdi. Balık için (kurtuluş) olan kanalı Musa
ve hizmetçisi için şaşılacak bir şeyolmuştu. Bunun üzerine Musa: "Bizim
aradığımız yer de orasıydı zaten!,[Kehf 64] dedi. Tekrar izlerini takip ederek
gerisingeri döndüler. O kayanın yanına vardıklarında giysilere bürünmüş bir
adamla karşılaştılar. Musa ona selam verince, adam: ''Senin yurdunda nasıl
selamette olunabilir ki?'' karşılığını verdi. Musa: ''Ben Musa'yım'' deyince,
adam: ''İsrail oğullarının Musa'sı ml?'' diye sordu. Musa: ''Evet! Sana
öğretilen doğru yolu bana da öğretmen için yanına geldim'' dedi. Adam: ''Ey
Musa! Ben Allah'ın bana öğrettiği, ancak senin bilmediğin şeyleri biliyorum.
Sen de, Allah'ın sana öğrettiği şeyleri biliyorsun'' dedi. Sahilde yürümeye
başladılar ve bir gemi geçince (gemidekiler) Hızır'ı tanıyıp ücretsiz olarak
gemiye aldılar. Hızır gemiye biner binmez bir keser alıp geminin tahtalarından
birini sökmek istedi. Hz. Musa: ''Adamlar bizleri ücretsiz olarak gemilerine
aldılar oysa sen gemide bir delik açarak gemidekileri suda boğmak istiyorsun!
'' diye çıkıştı. Hızır: "Ben sana, yanımda sabredemezsin demedim mi?,[Kehf
72] deyince, Musa: "Unuttum"[Kehf 73] karşılığını verdi. Bir kuş
gelip denize gagasını uzattı ve su aldı. Hızırı Hz. Musa'ya dedi ki: ''Allah'ın
bilgisi karşısında benim ve senin bilgin, ancak şu serçenin bu denizden
eksilttiği şey gibidir. '' "Tekrar yola koyuldular. Bir köye geldiklerinde
köylülerden yemek istediler. Ancak köylüler onları ağırlamaktan kaçındılar
...[Kehf 77] Hızır bir çocuk görünce çocuğun başını eliyle tutup kopararak
çocuğu öldürdü. Hz. Musa: "Suçsuz bir cana, kısas olmaksınız kıydın. Pek
kötü bir iş yaptın!"[Kehf 74] diye çıkışınca, Hızır: "Benim yanımda
sabredemezsin demedim mi?,[Kehf 75] dedi.
-Süfyan der ki: Amr:
"Bu, birincisinden daha ağırdır" diye ekledi."Tekrar yola
koyuldular ve eğilmiş, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır eliyle
duvarı düzelttİ... [Kehf 77] -Süfyan bunu rivayet ederken ellerini şöyle yaptı.
Elini yukarı doğru kaldırıp düzeltti. Bunun üzerine Hz. Musa: " ... Sen bu
duvarı düzeltmene karşılık onlardan bir ücret alabilirsin"[Kehf 77]
deyince, Hızır: " .. .işte bu, seninle benim ayrılmamızı
gerektiriyor"[Kehf 78] karşılığını verdi.
İbn Abbas der ki:
"Birincisinde Hz. Musa unutarak Hızır'a müdahale etmişti." Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) devamla: "Allah Musa'ya merhamet etsin.
İsterdik ki sabretmiş olsaydı da, Allah onların haberlerini bize anlatsaydı''
buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Buhari (122, 3278, 3401, 4725, 4727, 6672) ve Müslim (2380) rivayet ettiler.
21646 (3)-Z Ubey b.
Ka'b'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kehf Suresinin 77.
ayetini: "....." şeklinde şeddeli olarak okumuştur.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(2380:173) rivayet etti.
21647 (4)-Z Ubey b.
Ka'b'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yıkılmak
üzere olan bir duvarı görünce onu doğrulttu" buyurdu ve bunu söylerken
ellerini kaldırarak duvarın nasıl doğrultulduğunu gösterdi.
[Sahih]
21648 (5)- Said b.
Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'a: "Nevf, Hızır'ın (yol) arkadaşı olan
Musa'nın, İsrailoğullarının Musa'sı olmadığını iddia ediyor" dediğimde,
İbn Abbas şöyle dedi: "Allah'ın düşmanı yalan söylüyor! Zira Ubeyy b.
Ka'b, bana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle işittiğini
bildirdi: Hz. Musa, Ysrailoğullarına hitap etmek için kalktığında kendisine:
''En bilgili insan kimdir?'' diye sordular. Musa: ''Benim'' deyince, Allah, en
iyi bilmeyi kendisine nisbet etmediği için ona sitem etti ve kendisine: ''İki
denizin birleştiği yerde senden daha alim olan bir kulum var'' diye vahyetti.
Musa: ''Rabbim! Ona nasıl ulaşabilirim?'' diye sorduğunda, Allah: ''Bir balık
alır ve onu bir sepetin içinde taşırsın. Balığı kaybettiğin yerde de onu
bulacaksın'' buyurdu. Bunun üzerine Musa bir sepetin içine balık koyarak
hizmetçisini de alıp yola çıktı. Bir kayanın yanına geldiklerinde Hz. Musa
yattı ve balık kendini sepetin dışına attı ve denize düştü. Allah denizin balık
üzerinden geçmesi gereken akıntısını tuttu ve balık adeta taşta iz
bırakırmışçasına denizde iz bıraktı." -Süfyan der ki: Amr:
"İşte bu şekilde
adeta onun izi taşın içinde imiş gibi çıkıyordu" dedi ve iki elinin
başparmakları ile onlara bitişik olan (şehadet) parmaklarım halka yaptı - Hz.
Musa yola devam etti ve ikinci gün hizmetçisine: "Yemeğimizi getir! Zİra
bu yoIculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf 62] dedi. Hz. Musa Allah'ın
gitmesini emrettiği o yere gelene dek hiç yorulmamıştı. Bunun üzerine Musa:
"Bİzİm aradığımız yer de orasıydı zaten!,,[Kehf 64] dedi ve tekrar
izlerini takip ederek gerisingeri döndüler. Balığın bıraktığı iz Hz. Musa için
şaşılacak bir şey, balık için ise (kurtuluşuna sebep olan) bir kanalolmuştu. ''
Ravi hadisin devamını aktardı.
[Sahih]
21649 (6)-Z Said b.
Cübeyr anlatıyor: İbn Abbas'ın yanındaydık, oradakiler: "Şam'lı Nevf, ilmi
aramak için giden kişinin İsrail oğullarının Musa'sı olmadığını söylüyor"
dediler. İbn Abbas yastığına yaslanmıştı. Yerinden doğrularak şöyle dedi: "Öyle
mi ey Said?" diye sordu. Ben: "Evet, ben de böyle dediğini
işittim" cevabını verince, İbn Abbas şöyle dedi: Nevf yalan söylemiş! Ubey
b. Kab, Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen bana şöyle dedi: Allah'ın
rahmeti bizim ve Salih'in üzerine olsun. Allah'ın rahmeti bizim ve Ad kavminin
kardeşinin üzerine olsun. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle devam etti: ''Musa bir gün kavmine hutbe verirken onlara: ''Yeryüzünde
benden daha bilgili kimse yoktur'' dedi. Allah ona: ''Yeryüzünde senden daha
bilgili kişi vardır. Tuzlanmış bir balık aL. Balığı kaybettiğin yerde bu kişiyi
bulacaksın'' diye vahyetti. Musa tuzlu bir balık alarak hizmetçisiyle beraber
yola çıktı. Emredilen yere gelmişlerdi. Kayanın dibine geldiklerinde Musa
ihtiyaç gidermek için hizmetçiden ayrıldı. Hizmetçisi balığı kayanın üzerine
koyunca sıçradı ve: '' ... Balık denizin içinde süzülüp gitti."[Kehf 61]
Bunun üzerine hizmetçi: ''Allah'ın Nebii geri döndüğü zaman ona durumu
anlatırım" dedi. Ancak şeytan ona bunu unutturmuştu. Yollarına devam
ettiler. Her sefere çıkan kişi gibi yoruldular. Oysa Musa yolculuk yapanların
yorulduğu gibi yorulmazdı. Kendilerine emredilen yere geldiklerinde Musa,
hizmetçisine: "Yemeğimizi getir! Zira bu yoIculuğumuzda epeyce yorulduk"[Kehf
62] dedi. Hizmetçi: ''Ey Allah'ın Nebii! "Yanında dinlendiğimiz o kaya
vardı ya, balığı işte orada unuttum ... " Bunu sana söylemeyi unuttum.
" ... Onu bana unutturan da şeytandan başkası değiL. Balık şaşılacak bir
şekilde denizde yolunu tutup gitti"[Kehf 63] dedi. Musa: "Bizim
aradığımız yer de orasıydı zaten!,[Kehf 64] dedi. Bunun üzerine: " ...
Tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler. ,,[Kehf 64] İzleri takip
ederek kayanın yanına geldiler.
Musa kayanın etrafında
dönünce giysiye bürünmüş birini gördü ve ona selam verdi. Bu kişi başını
kaldırıp: ''Sen kimsin?" diye sordu. Musa: ''Ben, Musa'yım'' deyince:
Adam: ''Hangi Musa?" diye sordu. Musa: ''İsrailoğullarının Musa'sı''
karşılığını verdi ve: ''Sende ilimler olduğu haberini aldımı seninle dost olmak
istiyorum'' dedi. Adam: ''Ama benim yanında sabredemezsin,[Kehf 67] dedi. Musa:
"İnşaIlah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir emrine karşı
gelmeyeceğim"[Kehf 69] karşılığını verdi. Bunun üzerine adam: ''Bilmediğin
bir konuda nasıl sabredeceksin?" deyince, Musa: ''Ben bununla emrolundum.
İnşaIlah beni sabırlı bulacaksın'' dedi. Bu kişi: "Bana tabi olacaksan,
sana anlatmadıkça bana hiçbir şeyi sormayacaksın"[Kehf 70] dedi ve "
... Yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiIer ... [Kehf 71] Adamlar gemiden
inerken bu kişi geride kalarak gemiyi deldi. Musa: ''Sen onu içindekileri
boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey yaptın!"[Kehf 71] dedi.
'' Bunun üzerine adam: "Ben sana, yanımda sabredemezsin demedim
mi?"[Kehf 72] dedi. Musa: "Unuttuğum bir şeyden dolayı beni sorumlu
tutma ve işimi de zorlaştırma'[Kehf 73] dedi.
Yola devam ettiler ve
sahilde oynayan bir grup çocukla karşılaştılar. Adam çocukların içinde en güzel
ve en temiz olan bir çocuğu alıp öldürdü. Musa bu durum karşısında hoşlanmayıp:
"Suçsuz bir cana, kısas olmaksınız kıydın. Pek kötü bir iş yaptın!"
diye çıkışınca, adam: "Benim yanımda sabredemezsin demedim mi?,[Kehf 75]
dedi. Musa, arkadaşının karşısında mahcup olmuş ve utanarak: "Eğer bundan
sonra sana bir şey sorarsam artık bana yoldaş olma ve bu konuda haklı olarak
bir mazeretin olur!"[Kehf 76] dedi.
"Tekrar yola
koyuldular. (Halkı kötü olan) Bir köye geldiler ...[Kehf 77] Musa çok acıkmış
ve köylüler kendilerini ağırlamamıştı. "Köyde eğilmiş, yıkılmak üzere olan
bir duvar gördüler. Hızır eliyle duvarı düzelttİ...,[Kehf 77] Bunun üzerine
Musa açlıktan dolayı: " ... Sen bu duvarı düzeltmene karşılık onlardan bir
ücret alabilirsin"[Kehf 77] deyince, adam: " .. .işte bu, seninle
benim ayrılmamızı gerektiriyor; dayanamadığın işlerin yorumunu sana
anlatacağım,[Kehf 78] dedi. Musa adamın elbisesinden tutarak bana anlatı
deyince o şöyle dedi: ''O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait
idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele
geçiren bir kral vardı.,,[Kehf 79] Kral geminin yaralanmış olduğunu görünce onu
almaz ve sahipleri onu tamir ederek ondan yine faydalanırlar. Çocuk ise, Allah
onu yarattığı zaman kafir olarak yarattı. Ailesi de onu sevmekteydi, Eğer
kendisine karşı gelecek olsalar onları küfre boğardı. Rabbin onu daha hayırlı
ve daha merhametli bir çocukla değiştirmek istedi. Babası annesiyle beraber
oldu ve ondan daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuğa hamile kaldı.
"Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define
vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına
ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi.
Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin
içyüzü budur"[Kehf 82]
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(2380:172) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (5844) rivayet ettiler.
21650 (7)-Z Said b.
Cübeyr der ki: İbn Abbas'ın yanında, evindeyken, bize: "Bana sorun!"
dedi. Ben: "Ey Ebu'l-Abbas! Allah beni sana feda kılsın! Kufe'de Nevf
adında bir kıssacı var, (Hızır'ın yanındaki Musa'nın) İsrail oğullarının
Musa'sı olmadığını söylüyor" dedim. İbn Abbas şu karşılığı verdi:
"Allah'ın düşmanı yalan söylemiş! -Bu ibare Amr b. Dinar'ın rivayetinde
vardır- Ubey b. Kab, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklen bana
şöyle dedi:
''Allah'ın resulü Musa
bir gün insanlara Allah'ı hatırlattı. İnsanların gözleri dolup kalpleri de
yumuşayınca dönüp gitti. Ardından bir adam ona yetişti ve: ''Ey Allah'ın
Resulü! Yeryüzünde senden daha alim olan biri var mı?'' diye sordu. Musa:
''Yok!'' deyince, Allah, alimliği kendisine nispet etmediği için Musa'ya sitem
etti ve ona vahyederek: ''Senden daha bilgili bir kulum var'' buyurdu. Musa:
''Ey Rabbim! Nerede?'' diye sorunca, Allah: ''İki denizin birleştiği yerde''
buyurdu. Bunun üzerine Musa: ''Rabbim! Bana onun yerini bilebileceğim bir
işaret ver'' dedi. Allah: ''Yanına ölü bir balık al. Balık canlandığı yerde onu
bulacaksın!" buyurdu. Musa bir balık alıp bir sepetin içine koydu.
Hizmetçisine de: ''Seni sadece bu balığın senden ayrıldığı yeri bana
bildirmekle sorumlu tutuyorum'' dedi. Hizmetçisi: ''Bana yüklediğin sorumluluk
çoktur'' karşılığını verdi. Bu olayın anlatıldığı "Hani Musa,
beraberindeki gence şöyle demişti" ayetinde geçen genç (hizmetçi) Yuşa b.
Nun'dur. Islak toprağın (sahilin) bulunduğu yerde bir kayanın gölgesindeyken
balık hareketlendi. Musa uyuyordu. Hizmetçisi: ''Onu uyandırmayayım!'' dedi.
Ancak Musa uyanınca ona haber vermeyi unuttu. Balık hareketlenerek denize
girdi. Allah suyun akıntısını balık için durdurdu. Öyle ki balık taşta iz
bırakır gibi denizde iz bıraktı. Süfyan der ki: Amr: "İşte bu şekilde
adeta onun izi taşın içinde imiş gibi çıkıyordu" dedi ve iki elinin
başparmakları ile onlara bitişik olan (şehadet) parmaklarını halka yaptı- Musa:
"Bu yoIculuğumuzda çok yorgun düştük" ı dedi. Geri döndüklerinde
Hızırlla karşılaştılar. -Osman b. Süleyman, Hz. Musa'nın Hızır'ı denizin
ortasında elbisesiyle örtünmüş olarak küçük bir yeşil yaygı üzerinde bulduğunu
söyledi. Said b. Cübeyr der ki: "Örtüsünün bir tarafını ayaklarının
altına, diğer tarafını başının altına almıştı"- Musa ona selam verince
Hızır yüzünü açtı ve: ''Senin bulunduğun yerde selam diye bir şey var mı? Sen
kimsin?'' diye sordu. Musa: ''Ben, Musa'yım'' deyince, Hızır: ''İsrail
oğlullarının Musa'sı mı?'' diye sordu. Musa: ''Evet!'' deyince, Hızır: ''Ne
istiyorsun?'' diye sordu. Musa: ''Sana öğretilen ve hayra götüren bilgiyi bana
da öğretmen için geldim'' dedi. Hızır ise: ''Ey Musa! Tevrat'ın ellerinin
arasında olması ve sana vahiy inmesi, sana yetmiyor mu? Bende senin bilmemen
gereken bir ilim var. Sende de benim bilmemem gereken bir ilim var''
karşılığını verdi. O esnada bir kuş gagasıyla denizden bir yudum su alınca,
Hızır: ''VaIlahi senin ilminle benim ilmimı Allah'ın ilmi karşısında su kuşun
gagasıyla denizden aldığı su kadardır'' dedi.
Gemiye bindikleri zamanı
insanlar bu kıyıdan öbür kıyıya taşıyan küçük kayıklar gördüler. Kayıktakiler
onu tanıdılar ve: ''Allah'ın salih kulu! Biz onu ücretsiz taşırızlı dediler. Ancak
Hızır kayığa binince, bir kazık çakarak kayığı deldi. Musa: ''Sen onu
içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey
yaptın!"[Kehf 71] dedi. '' Bunun üzerine Hızır: "Ben sana, yanımda
sabredemezsin demedim mi?,,[Kehf 72] dedi. Musa'nın ilk sabredemeyişi unutarak
oldu. İkincisi şart koşarak üçüncüsü ise kasıtlı olarak gerçekleşti. Sonra
Musa: "Unuttuğum bir şeyden dolayı beni sorumlu tutma ve işimi de
zorlaştırma"[Kehf 73] dedi. Sonra bir çocukla karşılaştılar. Hızır oynayan
çocuklar gördü. İçlerinden kafir ve güzelolan bir çocuğu aldı, yatırıp bıçakla
kesti. Musa: ''Bir cana karşılık olmadan, " ... Masum ve günahsız bir cana
mı kıydın!"[Kehf 74] dedi. ''
Sonra yola devam
ettiler. " ... Köyde eğilmiş, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler.
Hızır eliyle duvarı düzeltti...,,[Kehf 77] -Said, bunu naklederken eliyle şu
şekilde işaret etti. Ya'la der ki: Zannedersem Said: "Hızır eliyle duvarı
sıvazlayınca duvar doğruldu" dedi- Musa ona: " ... Sen bu duvarı
düzeltmene karşılık onlardan bir ücret alabilirsin,,[Kehf 77] dedi. -Burada
ücret olarak yiyecek kastedilmektedir.- Arkalarında da -İbn Abbas bu lafzı
"önlerinde" diye okumuştur- bir kral vardı. -Bu hükümdarın adının
Huded b. Beded, çocuğun ise Ceysur olduğu söylenir." ... Bu kral her
gemiyi zorla ele geçiriyordu."[Kehf 79] Hızır: ''İşte bu gemi o kralın
yanından geçtiği zaman içindeki delikten dolayı ele geçirmemesini istedim.
Kralı geçtikten sonra da gemiyi onarır ondan faydalanırlar'' dedi.
Gemidekilerden bazıları IIDeliği şişeyle kapatalım derken bazıları da ziftle
onaralımlı dediler. Hızır: "çocuğa gelince, onun anne babası mü min
kişilerdi"[Kehf 80] dedi. Ancak kendisi kafirdi. "çocuğun onları
azdırmasından ve inkara sürüklemesinden çekindik."[Kehf 80] Zira çocuğa olan
sevgileri anne babasının onun dinine tabi olmalarına sebep olabilirdi.
Rablerinin Hızırlın öldürdüğü o çocuktan daha temiz ve: "Onlara daha çok
merhamet eden birini vermesini diledik.[Kehf 81]
[Sahih]
21651 (8)-Z İbn
Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: ''Hz. Musa kavmine Allah'ın nimetlerini ve musibetlerini
hatırlatırken: ''Yeryüzünde benden daha hayırlı veya bilgili- birinin olduğunu
bilmiyorum '' dedi. Bunun üzerine Allah ona: ''Benl kimin daha hayırlı olduğunu
biliyorum. Yeryüzünde senden daha hayırlı bir adam vardır'' diye vahyetti. Hz.
Musa: ''Ey Rabbim! Bana onun yerini bildir'' deyince, kendisine: ''Azık olarak
tuzlu bir balık ar denildi. Hz. Musa denileni yapıp yola çıktı ve Hızırlla
karşılaştı. Aralarında olan şeyler geçtikten sonra sakinleri kötü olan falan
kasabaya uğradılar ve meclisleri dolaşıp onlardan yemek istediler, ama kimse
kendilerine yemek vermedi. Sonra Hızır, Hz. Musa'ya, gemiyi neden deldiğini
anlatarak, kralın onu almaması için yaptığını söyledi. çocuğun ise yaratıldığı
an kafir olarak yaratıldığını, anne babasının bu çocuğa düşkün olduğunu, çocuk
yetişince anne babasını günah ve küfre düşüreceğini söyledi. Duvarın ise
şehirdeki yetim iki çocuğa ait olduğunu söyledi,
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim,
fadail4/1850 (2380) rivayet etti.
21652 (9)-Z İbn
Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: ''Hızırlın öldürdüğü çocuk yaratıldığı an kafir olarak
yaratılmıştır. ''
Ebu'r-Rabi, rivayetinde:
''Eğer büyüseydi anne babasını günaha ve küfre sokacaktı" ibaresi
vardır.
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
5/312 (3150) ve Ebu Davud 4/227 (4750) rivayet ettiler.
21653 (10)-Z İbn
Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: ''Musa'nın arkadaşının (Hızırlın) öldürdüğü çocuk, yaratıldığı
an kafir olarak yaratılmıştır. ''
[Sahih]
21654 (11)-Z İbn
Abbas'ın, Ubey b. Karb'dan bildirdiğine göre Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) "Eğer bundan sonra sana bİr şey sorarsam artık bana yoldaş olma
ve bu konuda haklı olarak bİr mazeretİn olur'' ayetini (Ledünni kelimesini dal
hafinin ötresi ve nun harfinin şeddesi ile) okudu.
[Sahih]
Diğer tahric: Tahavi,
Şerh müşkili'l-asar'da (4896), İbn Hibban (6326) ve Hakim (2/574) rivayet
ettiler.
21655 (12)-Z İbn
Abbas'ın, Ubey b. Ka'b'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Eğer bundan sonra sana bİr şey sorarsam artık bana yoldaş olma ve bu
konuda haklı olarak bİr mazeretİn olur''ayetini (Ledünni kelimesini dal hafinin
ötresi ve nun harfinin şeddesi ile) okudu.
[Sahih]
21656 (13)-Z İbn Abbas
der ki: Fezare oğullarından bir adam benimle Hz. Musa'nın peşinden gittiği
kişiyle ilgili olarak tartıştı. Ben: "Bu kişi Hızır'dır" derken,
Fezari: "Başka biridir" dedi. bu sırada Ubey b. Ka'b yanımızdan
geçerken onu çağırıp: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Hz.
Musa'nın peşinden gittiği kişinin kim olduğunu söylediğini işittin mi?"
diye sordum. Ubey şöyle cevap verdi: Evet. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: ''Hz. Musa, İsrailoğullarından bir
toplulukla otururken, bir adam: "Allah'ı senden iyi bilen var mı?'' diye
sordu. Hz. Musa: ''Zannetmiyorum'' cevabını verince, Allah ona: ''Bilakis,
Kulum Hızır vardır'' diye vahyetti. Hz. Musa, Onun yanına nasıl gideceğini
sorunca, Allah ona işaret olarak balığı kaybettiği yerde Hızırlı bulacağını
bildirdi ve Hz. Musa'yla Hızır arasında Allah'ın (Kur'anıda) anlattığı olay
geçti. ''
[Zayıf]
24675 (l)'de tekrar
edecektir.